sivil toplum uyan: simpsons geliyor
selamlar gençler…bu enteresan ve birçok açıdan oldukça güzel memlekete geleli bir haftadan fazla zaman oldu, zamanla alışıyor bünye, güneşine, yağmuruna, diline, toprağına, yemeğine, suyuna…ama insanı ve kültürü dedin mi akan sular duruyor, hele bir sakinle diyor…bugün akşam üzeri çok keyifli bir günbatımı eşlik etti bendinize akşam yürüyüşümde…hani bilkentte sıklıkla izlediğim tarzda bulutları altan kızıla boyayayan ve son hamlesinde kendisini parıl parıl ortaya koyan bir güneş vardı…dansettiler uzuncana bulutlarla güneş…tatlı bir köprünün üzerinde sağımda solumda uzanan ormanı izlerken bu adamların nasıl bir şehircilik anlayışlarının olduğunu düşünüyordum…tamam allah vergisi muhteşem bir coğrafyada yaşıyorlar, ama bunu şehirin içine bu kadar başarılı bir şekilde taşımak yine de emek ister…üç-beş blok yürüyüp de kahve sigaralık güzel bir park alanı bulamayacağın yön yok…tepemde skytrain, şehrin kalp atışlarını dinlerken sağım solum orman sanki yağmur ormanlarındayım…önümden bir recumbent bisiklet geçiyor, vay be diyorum ne güzel alet…abi benim mekanın güzel olduğunu sezinleyip gelip bir selam çakıp yanımda bir joint molası veriyor…bu tarz bisikletler 400$ civarlarından başlıyormuş, adam bir de alete batarya takmış, yokuşa gelince veriyor elektriği rahat rahat çıkıyor, normalde giderken de şarz ediyor…hey yavrum hey…bunla dünyayı gezersin be….eleman lise öğretmeni, otistik çocuklara uzaktan eğitim veriyorlarmış….bana bu akşam commercial drivedaki bir protesto etkinliğinden söz ediyor…bu olimpiyatlar vancouvera yakışmış yakışmasına ama şehirde bazı dengeleri de yerinden oynatmış, insanlarda seslerini yükseltmeye başlıyor…iyi güzel hoş tabi, sorun ne ola ki diyorum…polis şehri daha düzgün bir yer haline getirmek adına evsizleri parklardan kovmaya başlamış, parkta gece uyumak yeni çıkan bir kanunla yasaklanmış…protesto da oldukça illegal…adamlar the simpsons filmini illegal olarak interneten indirmişler, parkta dev ekran kurup insanlara izlettireceklermiş, dolu insan gelicek diyor adam, poliste orda olacak, ,llegal işler bakalım ne olacak diyor…ben güleyim mi ağlayayım bilemiyorum tabi…ulan bu mu sorun, bu mu illegal anlayışın diyesim geliyor…biz mi bizim memlekette legaliteyi çok bambaşka tanımlamışız veya tanımlayamamışız da burası bir ters geliyor…sorun desen çok bir sorun değil, protesto desen çok bir protesto değil…eyvallah abi gorusuruz diyip ayrılıyorum yanından, akşam güneşi beklemez tadını çıkarmalı…olimpiyatlara bağlı ikinci kapsamlı kampanya, bir otoban genişletme projesine karşı…daha önce bahsetmiştim, vancouverde şehir içinde otobanlar yok, yalnızca bir tane var o da seattledan gelip kanadanın içlerine devam eden ana bir yol. Adamlar artan trafik ve olimpiyat muhabbetleri yüzünden bu otobanı genişletmeye karar vermişler. Ama otoban genişleyince, ona bağlı diğer yollarda artan trafik yüzünden paralel bir oranda genişlemek zorunda kalıcak ve işte tam da bu sebeple insanlar bu genişletmeyi istemiyor….bir çok evin bahçesinde proje karşıtı küçük bannerlar var, şehir çapında bir kampanya yürütülüyor…. biliyorum güzeller bu anlattıklarım sinek vızıltısı gibi geliyor, ki bana da öyle geliyor ama burdaki adamların sivil toplum şehircilik adına şu anda ilgilendiği konular bunlar… merakıma yenik düşüyor ve film gösteriminin yapılacağı parka yürüyorum, keyifli akşam üzeri saatlerinde renkli commercial driveda yürümek, yabancısı olduğun bir kültürü izlemek…sokak çalgıcıları kanadalısı uzak doğulusu meksikalısı zencisi arabı türkü için çalıyor, dil ingilizce, herkes konuştuğu kadarıyla iletişim kuruyor gerisinde kendi dünyasında kendi kabilesinde…tepemizdeki gökyüzü aynı, güneş aynı hava aynı su aynı…ama kültür dedin mi insan dedin mi akan sular duruyor, hele bir sakinle diyor…ama insan ya işte, burada da illa bir ayıracak kendisini, bir farklılaştıracak… ben şehrin doğu tarafındayım, burası şehrin daha “fakir” tarafı… bir de batı tarafı var tabi, daha önce bahsettiğim kitsilanonun olduğu taraf, nezih, zengin, güvenli bölge…etiler desen değil, tunalı desen değil, belki bebek gibi….yüksek ev kiraları daha güzel evler…evsizler dilenciler yok, sigara içen insanlar yok….sokaklarda aynasılsınşekerim-iyiyimsağolsennasılsıncanım tipli insanlar… şehrin doğu tarafını güvensiz, toplu taşıma araçlarını kalabalıktan dolayı rahatsız bulan(bu arada bunu söyleyen elemana mal gibi baka kalmışım, benim gördüğüm skytrainlerde in cin top oynuyordu, bunu bizim iett’lere bi bindiricen bak bir daha konuşuyor mu)…bir garip alem vesselam….parka geldim sonunda, güzel bir kalabalık var, perde hafiften kurulmuş, insanlar, cümbüş…slogan bomba “Civil Society wake up: Parks are for people, not for pigs!”…güzel insanlarsınız vesselam, da ne bileyim abi, böyle bir kalakalıyorsun, aktivizmin düğümleniyor…bu duygu nasıl anlatılır bilemiyorum ki…ben böyle toplumda uyurum, hem de mışıl mışıl…park civarında polis molis göremedim… ben ordan uzaklaşırken bir iki blok ötede bir ara sokakta bir polis minibüsü gördüm bilmem alakalı mıydı…kafamda miting alanına dalan polis görüntüleri, bir birine dalan nkpliler, onlarca eylemden mitingden gösteriden toparlanmış bir kavga ve kargaşa halinin resimleri geldi, parkın yanındaki restoranda yemeğini yiyen gülen eğlenen muhabbet eden insanlara baktım, hayatı anlamlandıramadım, evimin yolunu tuttum…selam, sevgi, kafa karışıklığı, oda bulamamışlığın verdiği stress ve herzamanki varoluşsal sorular güzeller…
NazIm