Diyojen’in Golgesinde

Son donem favori filozoflarimdan biri, herkesin Buyuk Iskender’e “Golge etme baska ihsan istemem!” demesi ile hatirladigi Sinoplu Diyojen. Bildigim kadariyla yazdigi bir eseri yok, onun yasam bicimi ve mini-eylemleri felsefesi. Zaten bir filofozun hayatinda felsefesini, felsefesinde hayatini gormuyorsan o kisiye supheyle yaklasmak lazim. Atinada bir kupun icerisinde lambasiyla yasayan, lambasi ve kupunden baska da bir seyi olmayan, yemek icin dilenen, dunyevi zevklerden elini etegini cekmis, mulkiyete onem vermeyen, ironisi ve zekasi ile insanlari sasirtan, kizdiran ve gulduren bir adam Diyojen. Kendisi Thoreau gibi dusunce aktivistlerinin ilklerinden birisi. Yazip cizip ogretmek akademilerde ona gore degil, o sekilde ogretebilecegi bir bilgi degil onunkisi. Sokakta yaptiklarinin insanlarda uyandirdigi soru isaretleri ile ogretiyor Diyojen. Insanlari rahatsiz eden sorulari ve davranislari ile dusunduruyor. Kendisi ile ilgili anlatilan anektodlardan bazilari soyle:

— Büyük İskender Diyojen’i, birbiri üstüne yığılmış insan kemikleri içinden bir şey ararken görür ve ne yaptığını sorar. Diyojen, “Babanızın kemiklerini arıyorum, ama hangisinin kölelere, hangisinin babanıza ait olduğunu kestiremiyorum” der.

— Bir gün sokak ortasında, “Adamlar! Adamlar! ” diye bağırmaya başlar. Halk etrafına toplanır. Diyojen, “Ben adamları çağırıyorum!” diye sopası ile onları kovar.

— Bir eşkıya, fakir olduğu için ona hakaret eder. Diyojen eşkıyaya sadece, “Bir adama, fakir olduğu için hakaret edildiğini hayatımda hiç görmedim ama pek çok insanın hırsızlıklarından ötürü asıldıklarını gördüm” der.

— Bir gün çok dar bir sokakta zengin ve kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Zengin adam hor gördüğü Diyojen’e, “Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem” der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir: “Ben çekilirim!”

— Diyojen’e neden hep dileniyorsun diye sorarlar, o da “Insanlara ogretmek icin” diye cevap verir. “Evet tabi, ne ogretiyorsun ki?” diye sorar bu sefer cevresindekiler kucumseyerek, “Alcakgonulluluk” der Diyojen.

Diyojen esir düşer. kendisini satmak üzere pazar yerine getirirler. bütün köleler “şöyle güçlüyüm, böyle yük taşırım..” diye bağırırlarken Diyojen: “çok iyi insan yönetirim, benden çok iyi efendi olur” diyerek kendisini pazarlamaya çalışmaktadır. Diyojen’i gören bir asil çocuklarının öğretmeni olması için kendisini satın alır ve bir süre sonra da azad eder zaten.

NazIm

Yorum Bırakın