ders zili çalınca…


evet artık başlayabiliriz, bu haftanın ödevlerini toparlayalım, teşekkürler, geçen haftanın ödevlerini okudum, size ödevlerinizi
vermeden önce bir şeye dikkatiniz çekmek istiyorum, projektörü açalım, ödevlerin üzerindeki notların hiçbir geçerliliği yok, ödevinizi teslim ettiyseniz bu ödevden 1 puan alacaksınız, benim verdiğim notlar sadece derste ne durumda olduğunuzu gösteriyor…..haftada dört kez aynı replik…dört farklı sınıfta aynı gösteri….şimdi tiyatro oyuncularını daha iyi anlıyorum, aynı oyunu aynı repliklerle tekrar tekrar oynamak. Her seferinde farklı bir tecrübe olsa da sonuçta söylenenler aynı, çözülen örnekler aynı. Dünyanın bambaşka bir kıtasında, bambaşka bir ülkesinde, bambaşka bir şehrinde, bir dağın tepesine kurulmuş bir üniversitenin içindeki yüzlerce sınıftan birinde buluyorum kendimi. Koordidorlarda ses yok ders saatlerinde,
sınıflardan standart replikler yükseliyor….Karşımda onbeş tane hiç tanımadığım insan benim anlatığım şeyleri dinliyor, ben kendimi sınıfın ortasında buluyorum, birşeyler anlatırken…Evet, geçen hafta derste neler gördük bir hatırlayalım, Dr.Horban dört tane doğruluk fonksiyonu olan bağlaçtan söz etmişti, neydi bunlar…maksat öğrenciye bir şey anlatmak değil, maksat onları konuşturmak, kafalarına takılan şeyleri sormalarını ve öğrenmelerini sağlamak, örnek çözmek…bende maksat maaş almak, kendi araştırmalarımı yapabilecek koşulları yaratmak, yoksa asistanlık iş değil…haftada dört saat canım bir şey değil diye başlayan assistanlık macerası, derse girme, notlandırma, ofis saatleri, gelecek haftaya hazırlık, haftalık organizasyon toplantıları derken şu an kağıt üzerinde haftada 16-18 saatimi alırken, pratikte çok daha fazlasına maloluyor…ucuz iş gücü….bölümün assistanlık oryantasyon toplantısına bölüm başkanı, biz assistanlığı ucuz iş gücü olarak görmüyoruz diyerek başlayıp bir sürü hede hödö sıralasa da, bunun yerel ekonomik kıstaslarda başka da bir açıklaması yok…Evet, şimdi “veya” bağlacına bakalım, örnek 1: Assistan ucuz iş gücüdür veya Assistan aslandır kaplandır”. Şimdi, birinci önerme Doğru, ikinci önerme Yanlış. Peki, tümcemizin tamamı hangi değeri alıyor bu durumda, Doğru, evet….

Assistanlık tabi ki tek meşguliyet değil, aldığım iki tane felsefe dersi, dinlemeye gittiğim Yapay Zeka üzerine bir bilgisayar muhendisliği ve Bilinç üzerine bir Cognitive Science dersi…derslerin ötesinde Cognitive Science’dan iki elemanla kurduğumuz algı ve analojiler araştırma grubu ise belki en çok vaktimi alacak olan şey, ama tam da asıl yapmak istediğim şey…Dersler eşittir okumalar tabi ki, her hafta makaleler ve kitaplar yığılıyor, kafada fikirler düşünceler uçuşuyor, ama bunları düşünmüyorsun sınıfın ortasında bir şeyler anlatmaya çabalarken, hiç bir şey düşünmüyorsun, iterasyonla ilerletme veya genetik algoritmalarını, ya da epifenomolojinin öznel tecrübeyi gelişen özelliklerle açıklayabileceğini, ya da Kripke’nin nedensel işaret etme teorisini, ya da Boolean cebiri düşünmüyorsun, sadece assistan oluyorsun, çok başka bir varoluş hali…daha basit, daha köklere yakın bir algı, temel mantık anlatıyorsun…ve, veya, eğer…o zaman…., olumsuzlama…temel bağlaçlar…temel ihtiyaçlar, süper marketten alışverişini yap, akşama ne yesem, şimdi bir şey pişirmeye halim yok konserveden devam edelim, evi temiz tutmalı, ara tamiratları aksatmamalı, elbiselerini yıka, banyo yap, dişini fırçala…bir de üzerine maddi zorluklar var, assistanlık maaşı ucu ucuna yaşamana yetiyor…öğlen okulda yemek için sandeviçini yap her sabah, termosuna bir de kahve koyarsan günü atlattın demektir…Evet, şimdi bir de şu örneği sembolik notasyona tercüme edelim: “Eğer NazIm haftada 90 dolar
harcarsa, o zaman ayın sonunu getirir ama hiç bir şey almaya parası kalmaz”, evet doğru cevap N => (A . ~P) …Hayat sadece yeme içme ve ders çalışma değil tabi, bunu öğrencilerime anlatamam. Arada eğer…o zaman’lı örnekler verip bunu sembolik notasyona çevirmelerini isteyebilirim, sorular sorup onların konuşmalarını sağlayabilirim, ama haftasonu yelkenle gezintiye çıkmanın ya da squamishe kaya tırmanmaya gitmenin ders çalışmam gereken zamandan çalsa da benim için, yaşadığımı hissetmem için gerekli olduğunu onlarla tartışamam. Bu dersimizin konusu değil. Dersimizin konusu mantık, mantıklı akıl yürütme ve argümantasyon, hayatta mantıklı kararlar vermek değil…bazen sınıfın ortasında, dersin ortasında bir saniye kadar bir sınıfın ortasında bir dersin ortasında olduğumun farkına varıyorum, bir an ben burada ne yapıyorum diye düşünüyorum, bana bakan bu gözler kim, nerden geldim nereye gidiyorum, bir saniyelik tereddüt ve sonra şimdi de son bir örnek daha yapalım: “Eğer NazIm burada başarılı olursa, o zaman hem ilgilendiği konularda ilerde de çalışmaya devam edebilecek hem de Kanadaya boşuna gelmemiş ve zorlukları boşuna çekmemiş olucak.” Evet, bunu kim sembolik notasyona çevirmek ister, hımm N => ( i .( ~K . ~Z) ), bu çeviri doğru mu, evet doğru. Tamam, bugünlük bu kadar yeter, haftaya görüşmek üzere.

NazIm

Yorum Bırakın