Seyredilesi Filmler

 

FEAR AND LOATHING IN LAS VEGAS

 

Yönetmen: Terry Gilliam
Senarist: Hunter Thompson (uyarlama), Terry Gilliam
Müzik: Ray Cooper
Tür: Drama
Lisan: İngilizce
Ülke: ABD
Süre: 118 ‘
Vizyon Tarihi: 22 Mayıs 1998

 

 

Gazeteci Raoul Duke (Johnny Depp) ve avukatı Dr. Gonzo (Benicio Del Torro), Mint 500 yarışını haber yapmak üzere, kültür, sanat ve felsefe kokan bir kente,Las Vegas’a yollanırlar. Raoul ve ekürisinin cephaneliği ağzına kadar ot, meskalin, kokain, asit, rom ve tekilayla doludur. Cehennem Melekleri yarışını “gözlemleyerek” not almak için kullanmayı planladıkları beyinlerini henüz çöl bitmeden kocaman yarasalar işgal eder.

Hunter S. Thompson’ın Rolling Stone’da yayınlanan makalesinden ilhamla çekilen “Las Vegas’ta Korku ve Nefret”i henüz görmemiş olanlar için filmin merkezsizliğinin aslen 70’lerde romanesk bir zerafetle irtifa kaybeden ve nihayet yere çakılan 60′lar damgalı iyimserliğe işaret ettiğinden bahsetmeyeceğim – senaryosu John Milius’un elinden çıkmış olsa da Coppola’nın “Kıyamet”i de aynı işareti çakıyordu, çok bir numara değil yani. Eğer Terry Gilliam’ın kaleydoskopik sinematografisi, uyuşturucu ve delilik deryasında yüzme alıştırmaları, Rock’n Roll, özkıyım ve “Gonzo gazetecilik” manifestolarından daha ciddi bir bağlama ihtiyacınız varsa Tarkovsky filmleriyle iman tazelemeye devam edebilirsiniz.

Ama bu filmi boşverip aynı coğrafyada geçen, yine bir çılgınlık sekansı etrafında dönen ve bu defa hiç de çekici olmayan karakterlerin nüfuslandırdığı “Hangover”a yıldız verirseniz Barbaros Devecioğlu’nun “çöl tanrıları” gözkapaklarınızı alnınıza bantlayıp “al sana Americana” diyerekten sizi “Deliverence”a atabilir, dikkat.

Trailer’ı burada.

KIN-DZA-DZA

Yönetmen: Georgi Daneliya
Senarist: Revaz Gabriadze, Georgi Daneliya
Müzik: Giya Kancheli
Tür: Bilim Kurgu, Komedi
Lisan: Rusça, Gürcüce
Ülke: SSCB
Süre: 135 ‘
Vizyon Tarihi: 22 Mayıs 1998


 

 

 

Kült” statüsü eski SSCB topraklarında tanınan fakat namı sözkonusu kültürel uzam dışında, ancak Cinema Obscura gibi istisnai filmlerin paylaşıldığı siteler sayesinde yayılmış Kin-Dza Dza, Sovyet sinemasını Vertov-Eisenstein hattından, sosyalist gerçekçilikten ya da Tarkovskian teolojiden ibaret sananlar için ilginç bir sınav teşkil ediyor.

Sisteme güveni sonsuz “bilinçli vatandaş” Vladimir Nikolaevich ve Gürcü üniversite öğrencisi Gedevan, son derece sıradan bir akşam, uzak bir galaksiden geldiğini iddia eden ve geri dönmek için yardım isteyen, kentli standartlarında baldırı çıplak bir yabancıyla tanışırlar. İkili, adamın söylediklerini ciddiye almamanın ve elindeki ulaşım gereciyle oynamanın bedelini, düğmeye bastıkları dakika Kin-Dza-Dza galaksisindeki “Pluke” gezegenine ışınlanarak öderler.

Çölleşmiş, kıyamet-sonrası bir dünyaya benzeyen Pluke gezegeninde, Vladimir’in Bolşevik eleştirilerine hedef olacak Çatlanyanlar ve Patsaklar arasındaki tuhaf sınıf ilişkilerinden kullanılan dile, kibritlerin ve suyun altın değerinde olduğu sistemden etkileyici selamlama ritüellerine, absürtlükte sınır yoktur.

Film hakkında daha uzun ve açıklayıcı bir yazı burada bulunabilir:

 

THE MAN FROM EARTH

Yönetmen: Richard Schenkman
Senarist: Jerome Bixby
Müzik: Mark Hinton Stewart
Tür: Bilim Kurgu, Drama
Lisan: İngilizce
Ülke: ABD
Süre: 87 ‘
Vizyon Tarihi: 13 Kasım 2007

 

 

 

 

Toplam 8 oyuncu (figüranlar dahil 11) ile çekilmiş, sadece bir odada (birazı da bahçede) geçen bi film. Ama bu filme sıkıcı diyebilmek için şiddetli bir cehalet ya da üst düzeyde sığlık gerekir. Çok bişey söyleyemiyorum, ne söylesem spoiler olacak. Es kaza bilmeyenleriniz için ‘spoiler’ sonunu söylemek gibi bişey işte. Berbat etmek demek. Bürüs Vilis ölüymüş. Al işte bu spoiler. Bu odadaki elemanlar, üniversitedeki görevinden istifa eden, genç yaşında büyük yetenekler sergilemiş profesör John Oldman ile ona “naaptın abi, keşke gitmesen” demeye, olmazsa en azından veda partisi vermeye gelmiş mesai arkadaşları. Herkes profesör olunca diyaloglar ve konuşulanların değeri artıyor tabi. Söz konusu diyalogların, yani senaryonun yazarı Jerome Bixby. Zamanında Star Trek (Uzay Yolu) ve Twilight Zone (Alacakaranlık Kuşağı) için bölümler, ve hatta bu ikincisinin filminin senaryosunu yazan bu değerli abi aslında 1998’de aramızdan ayrıldı ama bu muhteşem senaryo, filmi izleyince anlayacağınız bazı sebeplerden ötürü ancak 2007’de çekilebildi. Hayır konu efektler değil, tabular. Zaten “yalnız ve güzel ülkemizde” vizyona girmesi sakıncalı bulunduğundan internetten indirilip izlenmesi zorunludur. Bu da trailerı.

 

ROSENCRANTZ AND GUILDERNSTERN ARE DEAD

Yönetmen: Tom Stoppard
Senarist: Tom Stoppard
Müzik: Stanley Myers
Tür: Komedi, Drama
Lisan: İngilizce
Ülke: ABD
Süre: 117 ‘
Vizyon Tarihi: 8 Şubat 1990

 

 

 

 

Adını yazması ve söylemesi oldukça zor bir film. İngiliz işi. Kadro etkileyici: Tim Roth, Gary Oldman, Richard Dreyfuss. Asıl etkileyici olan senaryo yazarı ve yönetmen Tom Stoppard aslında. Bu Hamlet uyarlaması teatral film büyük ölçüde onun eseri. Bilirsin prenses, uyarlamalar her zaman başarılı sonuçlar vermez. Burada ise utanmasam eserin orijinalini aşan bir yorum olduğunu söyleyebileceğim bir yapım var. Tabii Şekspir abiye dil uzatmak cezasız kalamayacağından o kadar ileri gitmeyeceğim. Filmdeki incelikli diyalogları, usta göndermeleri ve karmaşık görünen akışı daha net ve bütüncül olarak kavrayabilmek için bir miktar Hamlet bilgisi gerekli. Detay tiradları olmasa da, eğer orijinal Hamlet hikayesini kabataslak bile bilmiyorsan, kim kimdir, nooluyo anlaması zor olabilir. Fakat tekrar tekrar izlemeyi isteyeceğine inandığım oyunculuklar, muhteşem bir metin, zengin kostüm ve dekor. Çok şey bulacaksın bu filmde. (Official trailer yok maalesef)

Hazırlayanlar: Mutlu & Suat


Yorumlar
3 Yorum to “Seyredilesi Filmler”
  1. Ou-san says:

    Bilgisayarımda, izlemediğim filmlere göz atarken denk gelmiştim Man From Earth’e. Hani şöyle 10ar dakkalık atlamalarla şöyle bir göz atarsın ya. Öyle baktım konuşuyolar, sonra yine konuşuyolar, sonra sonlara doğru hala konuşuyolar, sonra merak ettim ulen bütün film boyunca ne konuşuyo olabilir bu adamlar acaba? Nasıl bir muhabbet bu böyle? Öyle bir muhabbet dönüyor ki, film bittikten birkaç saat sonra bile o muhabbette kafanın içinde dönmeye devam ediyor. İz bırakacak türden…

  2. Okan Özeren says:

    Bu “Rosencrantz and Guildenstern Are Dead” 1990 yapımı olan. Bir de bunun “Undead” olanı var. İşte o 2009 yapımı olan ikinci bölümü gibi bişey.

  3. çağlar says:

    okan düzelttik sağol dikkatin için. undead olanla karışmış bilgiler evet.

Yorum Bırakın