Ilha das Flores/Çiçekler Adası
Bay Suzuki, bir Japon. Brezilya’nın Porto Alegre eyaletindeki bir bahçede domates topluyor. Domates: insanların çeşitli biçimlerde yemek suretiyle tükettiği bir sebze. İnsan: Komplike zekaları, duyguları ve oynak eklemleriyle diğerlerinden ayrılan bir memeli türü. Japon: Beyaz tenli, çekik gözlü, düz saçlı bir insan türü. Bay Suzuki domatesleri yemek için toplamıyor, bir markete götürülüp diğer insanlara para karşılığı satılması için... Devam...
Obama Boyama: Şablon derdine son!
Amerika’nın Irak işgalinden sonra yıpranmış imajını değiştirecek yeni kahramanı(!) son sürümüyle piyasada. DC’nin çizgi roman karakterleri gibi genç, atletik, siyahi ve üstelik ismi de Hüseyin. Tüm özellikler bir arada. Son zamanlarda artan anti-amerikanizm dalgasını törpülemek için “değişim” sloganıyla çıkan Hüseyin’in seçim kampanyası da diğer çizgi romanların arasından kolayca seçilebilecek afililikte. Kampanyanın görselleri... Devam...
Zapatistalar: Biz yururken ogreniyoruz
Gecen haftalarda sosyolog Eylem Cagdas’in Zapatistalarla ilgili yazi dizisi Bianette yayinlandi. Olaki insanlik hali gozden kacirmisinizdir belki diye soyle ortaya toparlayayim dedim. Kendi Tarihini Yazan Bir Halk: Zapatistalar Halk hareketlerinin etkisizleştirildiği günümüzde, Zapatista hareketi büyüyebilen, sonuç alıcı temelde ilerleyebilen, benzerlerine oranla ciddi büyüklük ve kapsama sahip olan birkaç hareketten biri. Dolayısıyla onlardan öğrenecek... Devam...
Block NATO, Strasbourg Bölüm 2: Dünyayı yıkmalı mı, kurtarmalı mı acaba?
Bu dizinin daha yorumsal olan ikinci bölümünü yazmak için Strasbourg’daki Block NATO kampı ve eylemlerinin üstünden zaman geçmesi ve hazmetmem gerekiyordu. Üzerinden üç hafta geçti ve fikirler daha bir olgunlaştı kafamda, daha net sorular belirdi. O yüzden şimdi paylaşmaya karar verdim. Öncelikle, birinci bölümde anlattığım aktivist kampı ve benim deneyimlediğim NATO’nun doğumgünü eylemleri nasıl oldu da basına benim anlattığımdan... Devam...
Block NATO, Strasbourg Bölüm 1: Şöyle tüm aktivistleri bir köye toplasak noolur?
Hani diyorum neo-liberalizm karşıtı başka başka taktik, felsefe, politika, imaj ve görüşe sahip bir sürü değişik ülkeden bir takım aktivistleri toplayıp bir aktivist köyü kursak noolur hakkaten? Bugünkü popüler kültürdeki bu değişik grupların imajlarını düşünürsek teoride şöyle bi resim canlandırabiliriz sanki: hipiler çiçek toplar, topladığı çiçeklerden yemek yapar; anarşistler balaklavayla gezer, sık sık polisle kapışır; komünistler... Devam...
Dutch Provos Polise Karşı
Haberlere bakarken bir baslik dikkatimi cekti: “Polis besiktas taraftarina acimadi” Carsi sempatizanligimdan hayirdir dedim, carsi yine politik icerikli bir eylem yapti da polis onlara mi daldi diye. ama isin asli oyle degil, haberden anladigim kadariyla besiktas taraftari mesaleli yuyus adini verdikleri, takimlarina mac oncesi motivasyon saglama amacli olarak inonu stadyumuna kadar onlarin otobusune eslik etmeye calisiyor ve yolu kapattiklari gerekcesiyle polis hismina... Devam...
Bu barışçıl bir eylemdir, lütfen polis çağırın!
Tam altı ay sonra geldiğim Türkiye’de çok tuhaf hallere tanık oldum bu sefer. Otobüsteki insanlar daha bir mutsuz, youtube’den video izlemek için insanlar bir takım sanal tünellerden girip çıkmak zorunda kalıyor, Karayalçın yerel seçimlerde yine ve ısrarla aday, genç kızlar ve çocuklar birbirlerine aşkitom ve okeyto filan diye hitap ediyolar. Esasında çok acayip şeyler değil bunlar hani dışarıdan bakınca. Ama tam ortasına düşüp bütün... Devam...
Sansur: Beni alma onu al
Son bir iki hafta icinde iki farkli olayla tekrar gundeme tasinan bir konu sansur. Birincisi mutlaka duymussunuzdur Tubitak’in Bilim Teknik Dergisinin kapagina uygalidigi Darwin sansuru. Ikincisini Turkiye blogosferini takip eden birisi degilseniz belki duymamissinizdir, Fotoritim adli sanal fotograf dergisinin, Goksin Sipahioglu roportajina gonderilen okuyucu yorumunu sansurlemesi. Goksin Sipahioglu’nu olaki tanimiyorsaniz diye hatirlatayim, kendisi dunyanin en buyuk... Devam...
kavramsal yapilara pankart acmak!
Efendim entel jargonlarda conceptual framework adı verilen, türkçesi sanırım kavramlar yapısı/iskeleti gibi bir şey oluyor, bir muhabbet var. Basitçe açıklamak gerekirse her hangi bir kavramla(konseple), misal anne, ev, devlet, iyi vs. ilgili oluşturduğunuz bütün bağlantıları /çağrışımları/ anlamladırmaları alın, sonra onu sahip olduğunuz bütün diğer kavramların bağlantıları/ çağrışımları/ anlamlandırmaları ile birleştirp dev gibi bir... Devam...
hayata tanikligini paylas
yigidi oldur hakkini yeme derler, greenpeace su an her ne kadar eskisi kadar etkili bir stk olmasa da, bir donem(1970lerden 90lara kadar) cevre hareketinde cok ciddi bir rol oynadi, bir cok basarilara imza atti. Basarisinin arkasindaki en buyuk nedenlerden biri suphesiz ki medyayi etkin bir sekilde kullanmasi oldu. Eylem dedigin sey semboliktir, onemli olan bir mesaji kamuoyuna iletebilecegin bir kare almak. Fotografi aldiktan sonra, orada bir saniye pankart acmissin, 5 saat durmussun... Devam...
ermenilerden ozur diliyorum
aydinlar yeni bir imza kampanyasi baslatmis, ermenilerden ozur diliyorum diye. kelimelerle gerceklerin dansiyla sorun cozumleme de atilmis yeni bir adim. bu adimi begenenler olucaktir, begenmeyenlerde olucaktir. simdi oyle hassas bir konu ki bu, insanlar nasil cozumleyeceklerini bilemiyor. dunyada olan seyler var, bir de onlara verilen isimler var. olan seye pek kimse olmadi demez de, herkes ona baska bir isim verir. ama isimlerin gucunu de onemsemek lazim. misal cok yakin zamanda... Devam...