Sokaklar Dile Gelse
“Kucuk bir cocukken, yeni bir bisiklet icin her aksam dua ederdim. Sonra tanrinin o sekilde calismadigini anladim, bende bir bisiklet caldim ve her aksam affedilmek icin dua etmeye basladim.” komedyen Emo Philips’den bi alinti, bu Ingilterenin Bristol sehrinde ikamet eden sokak sanatcisi Banksy’nin manifestosunu olusturuyor. Manifesto uc cumleden ibaret. Basit, guclu ve gulumsetirken cagin ruhunu ozetliyor. Ayni Banksy’nin sokak tablolarindaki gibi. Her boyama cok basit bir fikri cok yalin ama etileyici bir bicimde sokaga resmedip, cagin ruhunu ozetliyor, cagi elestirirken. Duchamp’lar Magritte’ler ile yirmi yuzyilin baslarinda sanat modernilige ve post-modernlige evrilirken, arada sanatin elestirel fonksiyonunu biraz unuttuk biraz kaybettik gibi. Klasik lise tartismasi sanat sanat icin midir yoksa sanat toplum icin midir, post-modern dunyada sanat kritikleri, egsantrik sanatci steryotipleri ve ikea’dan degilde sanat galerinden ev doseme heveslileri ile sanatin toplum icin olmadigini anladik da, ne icin oldugunu hala anlayamadik. Bu haliyeti ruhuye icinde, Banksy gibi sanatcilarla karsilasinca, insan ister istemez heyecanlaniyor umut doluyor birden.
Sanat olsun aktivizm olsun, buyuk isler basarmak icin, buyuk butcelere, saglam ekipmanlara, yetenekli orgutlu kadrolara ihtiyac oldugunu sananlar, Bansky’nin tablolarina bakip bir daha dusunmeli. Bir birey bile cok sey anlatabilir veya basarabilir. Asil hayal gucu
basit dusunmek
cevrenden olan bitenlerin asil sorumlulari hakkinda farkindalik
haksizliklari gorme
gecmis ile bugunu sentezleme
ve butun bunlardan elestirel bir durus bir dil gelistirmek
asil onemli olan. Peki Banksy neden bunlarla ugrasir? Istediginizi dusunmekte serbestsiniz. Ister sisteme gicik birisi daha diyin
ya da issiz gucsuz bir serseri
veya degersiz bir sokak sanatcisi
Peki kimdir Bansky? Kim oldugunu bilen yok, ama eli kalem tutabilen, sisko gobekli, sen ben gibi bir insan oldugu asikar
Belki senden benden tek farki, evde oturup hayiflanmak yerine kalemini alip sokaga cikip sinir oldugu seyleri dile getirmesi, kendi capinda da olsa tepkisini ortaya koymasi.
Bansky’nin daha fazla calismasina bakmak icin sitesi www.banksy.co.uk ‘e gidebilirsin, ya da ona
diyip yoluna devam edebilirsin 🙂
NazIm
ps: Banksy ile beni tanistirdigi icin Yeliz’e burdan tesekkurler
Banksy bir tanedir. Her tanışanın muhakkak izlemesi gereken bir küçük belgesel de tam buradadır:
http://www.youtube.com/watch?v=8e0IJSOq0xg
eyvallah, mutlaka izlenmeli. Sonbaharda New Orleans semalarinda izler birakmis Banksy, belki karsilasmissindir kendisi ile 🙂
Bu arada, Banksy bir yana, biz yerli mali yurdun mali, herkes onu kullanmali diyip blockfactory’e de bir selam cakalim burdan:
http://www.blockfactory.org/
Birde public art ile ilgili takip edilesi guzel bir blog icin:
http://woostercollective.com/
New Orleans’taki çalışmalarını biliyorum. Fakat öyle bir ev kuşu oldum ki bendeniz, merdiven dayayıp benim evimin duvarını boyasaydı dahi karşılaşamayabilirdik 🙂
Şimdi mevzu urban art’tan açılmışken bahsini etmeden geçemeyeceğim iki isim var. İlki Mark Jenkins. İnanılmaz art installation’ları var, aşağıdaki adresten görülebilir bir kısmı, özellikle videoları izlemek lazım:
http://www.xmarkjenkinsx.com/outside.html
İnsanların tepkileri inanılmaz.
Diğer kişi de Fransa’nın Montpellier şehrinden Remi Gaillard isimli bir anarşist. Gördüğüm en anarşik insanlardan birisi:
http://www.youtube.com/watch?v=81szj1vpEu8
Merak ederseniz onlarca videosu var. Fakat üstteki ve şu alttaki video beni hasta etmişti ilk izlediğimde:
http://www.youtube.com/watch?v=SFsHPFhtEYQ
Otorite ve sosyal düzenle çok samimi bir şekilde dalga geçiyor…
Her neyse.
Selamlar.