Bu bir intergalaktik direniş
Ne garip bir yıl oldu yahu! Yani iki Mayıs sonu arasında geçen bir yıldan bahsediyorum. Önce Mayıs sonunda koca bir ülkenin tarihinde hiç olmamış bir sivil itaatsizlik eylemi başlamış, bu eylem çeşitli biçimlerde tüm hızıyla 3-4 ay devam etmiş, ardından da yazın bitimiyle beraber koskocaman bir karanlığa gömülmüş gibi olmuşuz. Bu bir yıl önce başlayan o tarihi direnişi anma ile ilgili bir yazı olduğundan öyle büyük bir sivil itaatsizlik... Devam...
#dirençizgiroman
Gezi Direnişinin birinci yıldönümü yaklaşırken sana çok güzel projeden bahsedelim istedik prenses: #direncizgiroman. Gezi’deki yaratıcılık dalgasının etkisiyle başlamış ve Gezi ruhunu kağıda kaleme dökmeyi amaçlayan bir çizgi roman projesi bu. Yaklaşık 20 kişilik bir yazar-çizer kadrosu, Gezi Direnişini farklı farklı perspektiflerden anlatıyor. Editörlüğünü Can Yalçınkaya’nın üstlendiği, Fatih Yürür ve Serdar Kökçeoğlu‘nun... Devam...
Panik yapma, organize ol
Gezideki 50 kişiye milyonlarcası eklenmiş, İstanbul gaz altında, çelik kuvvet bastıracakmış, yok lan çevik kuvvetmiş o, başbakan açıklama yapmış, hülya avşar mı oradaki, necati şaşmaz kimdi lan çılgın bediş miydi, everyday chapulling, avrupa parlamentosundan açıklama gelmiş, hareketin temsilcileri kimmiş ya, bu hareketin arkasında dünyayı ele geçirmeye çalışan amerikalı uzaylılar var, yok yok Fethullah’ın işi, bence kesin Kürtler,... Devam...
Ekümenopolis – Ucu Olmayan Şehir
”1980’de ilk metropolitan ölçekli İstanbul planı yapıldı. Plan raporunda kentin coğrafyasının en fazla 5 milyon nüfusu kaldırabileceği yazıyor. O zaman nüfus 3.5 milyon. Bugün İstanbul’un nüfusu 15 milyon. 15 sene sonra 23 milyon olacak. Yani coğrafyasının kaldırabileceğinin neredeyse 5 katı. İstanbul bugün Bolu’dan su çekiyor, öteki taraftan bütün Trakya’nın suyunu çekiyor. Kuzey ormanları gözle görünür bir şekilde tahrip olurken,... Devam...
Fliegenpflicht Fur Quadratkopfe
Prenses sana bugün haftanın videosunu ”Prenses yazarlar seçimi” olarak sunuyoruz. Çoğumuz farklı meridyenlerde yaşadığımız için birbirimizle bol bol internet üzerinden haberleşiyoruz, bu haberleşmelerin bazılarına dahil olduğumdan kelli 3 farklı yazarımızdan birbirlerinden bağımsız olmak üzere aşağıda göreceğin işi haftanın videosu yapmak için mesajlar aldım. ”Bizde işler demokrasiyle yürür ama mahalle baskısının etkisi... Devam...
Japonya’da müzik hayat kurtarır mı?
Prenses seni de anlıyorum matematik falan adamı bayar haklısın, gençsin, hoplayıp zoplayasın var ama madem çılgın parti kızıymışsın Visual Kei ile tanışmanın tam vakti!… Dünyanın ikinci en büyük müzik endüstrisi Japon müzik endüstrisi. Böyle dev bir sektörde underground ve indie tarzların yükselmesi biraz zor. Visual Kei, Japonya’dan çıkan ve son yıllarda özellikle Latin Amerika’da ve Avrupa’da yaygın bir hayran kitlesi... Devam...
var olabilmek için işgal!
İnsan bazen tek başınayken varlığının yaşadığı toplumda epey değersiz, arzuladığı ve istediği biçimdeki hayatın “diğerleri” için epey önemsiz olduğunu düşünür de sesini çıkartıp “ama ben böyle olsun istemiyorum ki…” demesi kolay olmaz. Ancak bu hissini “diğerleri”yle paylaştığında önemsendiğini ve “diğerleri”nin de kendisi gibi hissettiğini gördüğünde cesaret alır, özgür iradesinin... Devam...
Delilerin Rönesansı: Japonya
Memoirs of a geek-sha: And I’m still alive! —-varan 2—- Hiç hız kaybetmeden konuya geçen yazıda kaldığımız yerden devam ediyoruz. Nerde kalmıştık? Hmm evet biz burda bu şekilde takılırken Japon yaşıtlarımız nerelerde, ne şekillerde takılıyor? Gyaru gal’lar: Kogal – GanGuro – Yamanba Klasik Kogal Serbest kıyafetli Kogal İyice zıvanadan çıkmış Kogal Kogallara “seksi liseli kızlar” diyebiliriz. Ama kogallar... Devam...
hakan vreskala – Kurdî nizanim
Prenses, biz keyiften ölmek üzereyiz! Hakan Vreskala denen bu adam birkaç gündür bize varolan iki parçasından başka hiç birşey dinletmiyor. Şahsen ben sabah onunla kalkıyorum, akşam da en son onu dinliyorum. Bu adam İzmir’li. 10 senedir İsveç’te yaşıyor. Oradaki arkadaşlarıyla birlikte bu güzel müziklerle kulağımızı şenlendiriyorlar. Daha önce Norrda’da çalmış, 6 sene Şivan Perwer’in arkasında perküsyon çalmış. Hayır Kürt değil,... Devam...
#internetime dokunma!
Prenses, 15 Mayıs 2011 Pazar günü Türkiye’nin bir çok yerinde İnternetime Dokunma kampanyası altında eş zamanlı olarak eylemler gerçekleştirildi. Biz de prenses ekibi olarak oradaydık elbette, sadece blog-zine yazarları olarak değil, çoluk çocuk, 7’den 70’e herkes oradaydı. 40bin kişi vardı Taksim’de! Esnafın söylediğine göre bu seneki 1 Mayıs’tan sonra İstiklal Caddesinin gördüğü en kalabalık eylemmiş. Ben de hem aşağıdaki... Devam...
Bir Tutam Radikal Demokrasi: Punk Islam
“Mohammed was a Punk rocker, he tore everything down, Mohammed was a punk roker, he rocked that town” Londra’da bir Haziran akşamı. Big Ben’in devleri kıskandıran kederli silüeti Batı ufkunda toplanmış kıyamet kızılı bulutlara meydan okurken kentin yeni oyuncağı London Eye, Las Vegas’tan çalıntı postmodern dönmedolap kimliğiyle, Beau Brummel’den Sir Winston Churchill’e, stili kentle bütünleşmiş “şık Londralı” simgelerinin... Devam...
Fotoğrafta ışıkla Boyama
canım prenses, bu sefer sana evdeki imkanlarınla yapabileceğin, can sıkıntısına birebir bir oyunla gelmek isterim. sen de benim gibi çeşitli sebeplerden pek evden çıkmıyorsun biliyorum. müzik dinlemek, film izlemek derken insan bir şekilde evde kendini eğlendirmek için yeni yöntemler keşfediyor ister istemez. bu oyunumuz için gerekli malzemeler şunlar: – bir fotoğraf makinası. tercihen dijital. dijital olmasa da pozlama süresiyle oynayabileceğin ve... Devam...
JR: Fotoğraf sokak sanatı ile buluştuğunda
JR dünyadaki en büyük sanat galerisinin sahibi. Sanatını serbestçe dünyanın dört bir yanındaki sokaklarda sergiliyor, müze gezmesinde olmayan insanların dikkatini çekerek. Çalışmaları sanatla hareketi bir birleri ile iç içe geçiriyor, sadakat, özgürlük, kimlik ve limiti gibi kavramları sorgulayarak. Paris metrosunda bir fotoğraf makinesi bulduktan sonra, Avrupa sokak sanatı çevrelerini turlar ve mesajlarını duvarları kullanarak ileten insanları takip... Devam...
Once – Müzikli Dostluk Filmi
yazının başlığını böyle mp3 ismi koyar gibi araya çizgi çekerek koydum prenses çünkü şimdi sana uzun bir şarkı filmi anlatıcam. hani bazı filmler vardır, o kadar güzellerdir ki “yine izlerim” diyip bilgisayardan silinmezler. ya da ben öyle yaparım. yedeklesem de bırakırım oldukları yerde onları. canım sıkıldıkça, kendimi bi arkadaşımla sohbet eder gibi hissetmek istediğimde basarım playe, kahvemle birlikte filmi izlerim, dinlerim,... Devam...
Lomography
sevgili prenses, dedim ki cebine bir lomo koysak, sarayının her yerini çekip bize göndersen, nasıl olur? ben oldum olası tam olmayan, hatalı, çirkin, birilerine rahatsızlık verebilecek işleri sevdim. orasında burasında kusur olan, yarım kalan, genel estetik kurallarına uymayan işleri.. lomo bunu isteyerek yapmak için harika bir fırsat. eline aldığında bırakmak istemeyeceğin seni sokağa çıkmak için zorlayacak eskilerden kalma bir fotoğraf makinası.... Devam...