Dikkat! Memlekette atom bombası var!
Burnumuzun dibinde 90 tane nükleer silahla yaşıyoruz desem ne derdin prenses? Evet, İncirlik Amerikan askeri üssünde tam 90 tane nükleer silah var biliyor muydun? İncirlik Üssü bulundurduğu bu silahlarla Avrupa’da en fazla nükleer silah bulunduran Amerikan üssü olarak da tarihe geçti. ABD, Britanya’daki Lakenheath Üssü’nde bulundurduğu 110 adet B61 nükleer silahını geri çekince, İncirlik bir numaralı nükleer depo oldu. ABD yönetimi, yoğun protestolar üzerine 2001’de Yunanistan, 2005’te Almanya Ramstein Üssü’nden nükleer silahlarını çekmişti.
Lafı fazla uzatmadan son zamanlardaki gelişmelere geçeyim ki bu mektubu neden yazdığım da anlaşılsın bir an önce. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri başkanı Obama 8 Nisan’da Rusya ile yaptığı START anlaşması ile nükleer silahların indirimine gideceğini de imza altına alırken, tam da Amerikan Büyük Elçiliği önünde eylem yapmaya hazırlanan bizler bu haberle bir yandan umutlanırken bir yandan da ister istemez “du bakalım altından ne çıkacak” demekten kendimizi alamadık. Eh ne de olsa muhatabımız ABD kesin altında bir hinlik var diye düşünürken nitekim, bunun Türkiye’deki İncirlik üssünde herhangi bir nükleer silahsızlanma demek olmadığını da idrak ettik. Bu anlaşma “eh en azından indirime gidiyolar” diye biraz rahatlatmış görünse de ben bir çeşit Green Wash olduğunu düşünmekten alamıyorum kendimi. Nitekim The Times’ın da belirttiğine göre Belçika, Hollanda, Almanya gibi NATO ülkelerinin, “bunları gerekli kılan şartların ortadan kalkması nedeniyle” bombaları artık istemediğini bildirirken uçaktan atılan B61 tipi nükleer bombalar hariç diğer nükleer silahların kalkması için ” gerekli şartlar” halen ortadan kalkmamış görünmekte ve elimdeki kaynaklara göre bu şartların gerekli olup olmaması durumuna ancak ve ancak NATO karar verebiliyor.
Olay bu kadar önemliyken biz de geneli Ankara’lı olan (ayağının tozuyla İstanbul’dan gelen bir arkadaşımızı atlamak istemedim) bir grup insan bir araya gelip İncirlik’teki 90 nükleer silahı “hatırlatmak” için nükleer başlıklı füzelerini Amerikan Büyük Elçiliği’ne teslim etmeye karar verdik ve teslim ettik de…
Bundan sonraki gelişmeleri hep birlikte göreceğiz sevgili prenses. Bakalım yeni yaptıkları bu START anlaşması ne kadar gerçekçi, ne kadar kapsayıcı olacak ve bakalım İncirlik’te, Almanya’da, Belçika’da bulunan, İngiltere’de yenilenmesi için milyarlarca sterlin harcanan bu patlamaya hazır nükleer silahları artık tasfiye edecekler mi?
Haydi buna izleyici kalmayalım Prenses. Tam da bu noktada sahneye çıkmak gerek. Toplayabildiğimiz kadar insanla, Ankara’da, Adana’da, Sinop’ta, Mersin’de Nükleerin silahına da enerjisine de HAYIR diyebilmek lazım artık. Hep birlikte!
Güzel bir yazı okumuştum geçenlerde, yapılan anlaşmanın arka planıyla ilgili bir yazı. Bir bölümü şöyle diyordu:
“…
ABD ile RF arasında nükleer bir savaşın çıkmasının olanaksız denilebilecek derecede zor olmasının temel nedeni, bu savaşın kazananının olmayacağıdır. Bu savaşta ilk ateş etmek avantaj da sağlamıyor, ilk ateş eden ikinci ölüyor. Zira karşı taraf büyük bir şiddetle cevap veriyor.
Nükleer silahların azaltılmasının bu denklemi değiştirebilmesi söz konusu…
ABD, Orta Avrupa’da kurmayı planladığı füzesavar sisteminin bu anlaşma kapsamında olmadığını açıkladı. Bunun ne anlama geldiğini geçtiğimiz yıl RF’deki Politik Coğrafya Akademisi’nde bir konuşma yapan General L. Iwaschow şöyle açıklamıştı:
“Rusya’nın atom silahları ABD’nin roket savunma sistemi tarafından nötralize edilebilecek düzeye kadar azaltılmamalıdır.”
Eğer atom silahlarını azaltma propagandası çerçevesinde bu düzeyde bir azalma gerçekleşirse, “ilk ateş edenin ikinci ölen” olmasının ortadan kalkması söz konusudur. Bu ise, ABD yönetiminde “nükleer bir savaşa kazanabiliriz” düşüncesinin doğması anlamına gelecektir.
Nükleer silahların azaltılmasının arkasında büyük hesaplar yatıyor.
ABD önümüzdeki yıllarda taktik nükleer silahların geliştirilmesi programına büyük yatırım yapacak. Burada asıl amaç “mini atom bombası”nın geliştirilmesidir. Bu plan yıllardan beri söz konusu olmakla birlikte bugüne kadar hayata geçirilememişti. Amaç, Afganistan dağlarında uğraşmak yerine, birkaç küçük atom bombasıyla “işi bitirmek”tir.
…”
Yazı “İlk Ateş Eden İkinci mi Ölür?” başlığıyla Bianet’te.
http://wwww.bianet.org/bianet/dunya/121216-ilk-ates-eden-ikinci-mi-olur
Yazıyı okuyunca aklıma geçenlerde gördüğüm bir karikatür geldi:
http://i43.tinypic.com/126341j.jpg
Zamanında okuduğum bir kitapta şimdiye kadar atılan silahsızlanma adımlarının ve yapılan anlaşmaların sonrasında tam tersi bir gelişme görüldüğü yazıyordu. Umarım bu sefer de öyle olmaz.
Tebrik ediyorum, eylem çok güzel 😉