Merabaaa cüceyim ben!

Sevgili Prenses, Acayip acayip bir takım hayvanların sana selamı var: Merhaba, ben mor kurbağa, dünyanın en ucubik hayvanlarından biriyim. Vaktimin çoğunu yer altında geçiririm, sadece Muson mevsiminde çiftleşmek için yeryüzüne çıkarım. İnsanlar kahve ve zencefil yetiştirmek için yaşadığım ormanları yok ediyorlar, ben de yakında yok olacağım. Ama zaten çok çirkin olduğum için öliyim daha iyi 🙁 Devam…  Read More

Bir Köpekbalığı Hikayesi

Bir Akdeniz Fokunun Başına Gelenler başlıklı yazımın yayınlanmasından bir kaç gün sonra internet üzerinde bir habere rastladım. Haberin ‘flaş’ başlığı ile medyada yer alması, olaya verilen tepkiler ve basının yaklaşımını görünce, neden insanoğlunun hayvanlardan bu kadar ‘nefret’ ettiğine ve onlarla yaşamamak için ellerinden geleni yaptığına bir kere daha görmüş oldum. Esasında bu yazıda niyetim, bir canlının başına... Devam...

Bir Akdeniz Fokunun Başına Gelenler

Bana ‘hayatta ne olmak istemezsin?’ diye sorsalar cevabım ’21. yüzyılda soyu tükenmekte olan ve insanlar tarafından korunmaya alınmış bir tür’ şeklinde olurdu. Belki hepiniz duymuşsunuzdur. Bundan bir süre önce Didim’de yaralı yavru bir fok bulunmuştu. SAD-AFAG isimli dernek yavru foku iyileştirip tekrar doğaya salmak üzere girişimde bulundu. Amaç, fokun kendisini toparlayabilmesi ve yavru bir fokun tek başına doğada varolma... Devam...

Hava muhalefet partisi

Geçtiğimiz Çarşamba günü otobüsteyim, Prenses, İngiltere’den Belçika’ya geri dönüyorum. Azıcık akşamdan kalmalık, bir uyuklama hali ki sorma. Telefonum çaldı, arayan annem. Öylesine hal hatır sormaca sandım da telefonda şımarayım diyorum azıcık. Anneme daha aloğğ derken endişeli bi telden, “İyi misin? Her şey yolunda mı?” diye soruyor. Tabi annemin sesini böyle duyunca en mayışık tarafından kafamda hızlıca bir sorguluyorum... Devam...

İklim Eylemcileri Serbest

Kopenhag’da, 3 haftadır gözaltındaki iklim eylemcilerini bekleyen Rainbow Warrior’da bugün tatlı bir heyecan var. Geminin önü canlı yayın araçlarıyla dolu. Gemide sağa sola koşuşturan kameraman ve gazetecilerin telaşına bizim gemideki basın toplantısı hazırlıklarımızın telaşı katılıyor. Geminin üzerindeki bembeyaz kar örtüsünün üzerine bugün ilk defa harika bir güneş parlıyor.  haftalardır ilk kez gözüken Güneş’i... Devam...

İklim Adaleti

Sizlere, kendini medeni ve demokratik olarak niteleyen, insan hakları savunucusu bir iskandinav ülkesinden yazıyorum. Ama aynı zamanda insan hakları, demokrasi ve hukuku; güvenlik kisvesi altında askıya alan, yok sayan bir ülkeden: Danimarka’dan. Bu sefer gözaltında olan ben değilim ama bu sadece bir tesadüften ibaret. Kopenhag iklim zirvesi sırasında eylem yapan dört Greenpeace Eylemcisi arkadaşımız hala gözaltında tutuluyor. Biz de Gökkuşağı Savaşçısı... Devam...

Obamalama

Yeter artık Arkadaşım! Obamalama beni! Hope hope diyenlere hoppala diyesiydim ki Nobel Barış ödülünü verdiler adama. Soytarısının Kralından minnet dilemesi gibi, Barışı nezaketen rica eder gibi. Barış için birşey yapmadın, yok hatta dünyadaki savaşlardan, iklim felaketlerinden, neredeyse tüm silahlı çatışmalardan ve nükleer silahlardan sorumlu ülkenin liderisin. Bak sana ödül veriyoruz. Noolursun öldürme artık der gibi. Ödül töreni ardından... Devam...

Genetiğiyle oynanan kültür

Bilmem haberin var mıdır Prenses ama Türkiye’de Eylül ayının sonunda “gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine dair yönetmelik” diye bir yönetmelik çıktı. Bu yönetmeliğin izniyle Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) artık ülkeye rahat rahat girebilecek, ithal ve ihraç edilebilecek. Süreç şöyle gelişti: Haziran ayında -tam da ben... Devam...

Mahpusların Açmazı

Tuna Enduluste hapse dusunce aklima mahpuslarin acmazi (prisoner’s dilemma) geldi. Iki kisi hirsizlik sucundan yakalanir ve ayri hucrelere kapatilir. Polis sucu onlarin islediginden suphelense de elinde bunu ispatlayacak ne bir delil ne bir tanik vardir. Uyanik bir savci isi bana birakin der. Ikisi ile ayri ayri bulusup su teklifi goturur: Sucunuzu itiraf edersen, seni iyi halden serbest birakip butun sucu otekine yukluycem. Sessiz kalan bu durumda 20 yil hapis cezasi alicak.... Devam...

Endülüs Mahpusu

İkibuçuk metrekarelik bir hücrede tek başıma uzanmış tavana bakıyorum. Demir kapı kilitli, içeride yeterince hava yok, birisi kameradan beni izliyor. Ayakkabılarım ağzına kadar tuzlu su dolu. Amuda kalkıp bir bölümünü akıtıyorum. Ama kokunun gidebileceği bir yer yok. Islak ayaklar ve ölü balık kokusu arasında tercihimi yapıp bağcıklarına el konulmuş ayakkabılarımı ayağımda bırakmaya karar veriyorum. Keyfim o kadar yerinde ki ben bile şaşırıyorum.... Devam...

350 nedir?

24 Ekim İklim için Küresel Eylem Günü nedeniyle bol bol gündeme gelen 350 meselesine prenses bulaşmasa ayıp olurdu. Hani bazı kavramlar vardır, bir anda herkes konuşmaya başlar. Siz de utanırsınız artık o neydi diye sormaya… “350 mi? tabi canım” otamotaik cevabına dönüşüverir bütün tepkiler. Ben de konu ile ilgili cahilliğimi farkedip 350 neymiş ne değilmiş diye bir bakayım dedim. bu vesileyle gezegenimiz için çok önemli bir... Devam...

MetroLink Prom: Toplu taşıma daha eğlenceli olabilir!

Toplu tasima arabanizla yolculuk etmekden daha eglenceli olabilir. Nasil mi? Valla bir grup resmi giyinmis absurd tipleri bir metronun icine doldurup sarki turku soylettirirseniz, prens ve prenses secimi yaptirtirsaniz gayet de kolay oluyor. Bugune kadar belediyelerin bunu dusunememis olmasini aklim almiyor (!) Gecen cuma katildigim muthis bir fikir olan ‘prom’ aktivitesini sizlerle paylasayim dedim sevgili prensesler. Wikipedianin masaaltindan verdigi kopyaya gore... Devam...

Sekoyalar

Ergen yaştan başlayarak, kabaca bir hesapla 20’lerin ilk yıllarına kadar odamın duvarlarını değişik posterler süslemişti. Önceleri örümcek adam vardı, sonra basketçiler daha fazla yer tutmaya başladı. Lise yıllarındaysa sıkı bir metalci olmuştum. Posterlerin ortak rengi siyahtı. Poster saltanatına son noktayı, daha renkli şeyler koymuştu. Film şeridi gibi değil mi? Bana posterini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Sonrasında ise, yani... Devam...

şehir Tarımcılığı: Birlikte Güçlenerek

Gecen haftasonu dort gunluk bir yolculukla Amerika kitasinin kendi adima kesfine basladim. ekolojik koycek once Milwaukee’ye gidip Growing Power adli sehir tarimciligi egitim merkezi ve gida kooperatifini ziyaret ettik. Ardina rotayi Chicago uzerinden Remus, Michigan’a cevirip Wheatland Muzik Festivalinde Mutlu Ciftcilerin (Happy Farmers) mutfaginda gonullu olarak calistik. Wheatland’a basli basina bir yazi ayirmak gerekiyor, ama ondan once insani umutla dolduran... Devam...

Doğayla birlikte güçlenen insan

Yanlış anlama prenses, yazın bir şey olmuyor diye değil teknik olanaksızlıklardan dolayı yaz boyunca yazamadım. Şu anda 19 farklı çeşit organik üzümün etrafımı sarmaladığı Patika‘da Akdeniz’e nazır otururken teknik olanakları bulmuş ve de bu yazki gezmecelerden kafama takılmış soruları ortaya koymuşken, seninle de paylaşmak istedim. Geçen gün Erol’la (Patika’nın ilk adımını atan kişi ve şu anda iki proje yürütücüsünden... Devam...