Zen ve John Cage’in müziği
29.06.09
biraz da sesin kendisine girelim istedim. wikipedia’ya göre ses; atmosferde kulağımız tarafından algılanabilen periyodik basınç değişimleridir. seslerin, notaların birleşmesinden müziği oluşturuyoruz, belli bir düzen, belli bir matematik.. her ne kadar sınırsız ve bir yandan da esnek olduğumuzu düşünsek de aslında kurallı ve mantık çerçevesi içinde bir süreç.. kulağımıza hoş gelen şeyleri sevip diğerlerine “gürültü” diyebilecek […]
Tanidik bir muz cumhuriyeti! Selam! Tuna Honduras`tan bildiriyor! Hondurasta bu sefer de darbe oldu. Honduras`ta bulundugum son dort ayda bir kus gribi, bir deprem ve adaya dusen bir uyustucu ucaginin ardindan orta amerikaya yakisir sekilde sonunda Honduras`ta darbe de oldu. Sasirdik mi, tabiii ki hayir 🙂 Efenim olayin ajanstaki ozeti soyle: Orta Amerika ülkelerinden Honduras’ta […]
21.Yuzyilda Gerceklik: Dokunun!
26.06.09
Dusen Asker. 5 Eylul, 1936 yilinda unlu savas fotografcisi Robert Capa tarafinda cekilen bu fotograf, cumhuriyetci anarsist Federico Borrel Garcia’in Ispanya ic savasi sirasinda vuruldugu an cekilmis. Dustugu yerden bir daha kalkamadi Borrel Garcia ve bu fotograf onun olum anini olumsuzlestirdi. Dunyanin gelmis gecmis en unlu savas fotografi olarak bilinir Capa’nin dusen asker’i. 23 Eylul, […]
2005 yazinda secimler yapilirken Irandaydim. Iran’a bu ilk gidisimde yillardir kafama hic farkinda olmadan yerlesen, mollalar, kara carsaflilar, islam, baskici bir rejim gibi kelimelerle ozetlenebilecek bir ulkeden cok bam baska bir Iran bulmustum. Turkiye’den hemen hemen hic bir farki olmayan bir yasam, cogunlukla basortulerini yariya kadar takan makyajli farsi guzeli kadinlar, istanbulda gordugun siklikla gorebildigin […]
Birkaç hafta önce Bilgi Üniversitesi’ne “Sermaye-Ulus-Devlet’in Ötesinde: Bastırılanın Geri Dönüşü” başlıklı bir konferansla misafir olan modern Japon düşünürü Kojin Karatani’yi dinlemeye gittim. Kendisi Marksist-Anarşist bir düşünür noktasına oturuyor modern düşünce dünyasında. Konferansın çevirisi bu ayki Express dergisinin girişinde mevcut ve hatta önümüzdeki sayısında da kendisiyle bir söyleşilerini yayınlayacaklarmış. O yüzden ben bu mektupta onun dediklerini […]
Arabasiz Vancouver Gunu
22.06.09
Gecen pazar Vancouver’in dort farkli semtinde, dort cadde yayalarca trafige kapatilip butun gun sokaklarda festival yapildi. Bu keyifli ve renkli gunden makinemin kadrajina takilan kareleri RJD2 dan cok hosuma giden bir parcayla birlestireyim, ortaya yanarli donerli birseyler ciksin dedim… Youtube’a tunel kazacaklar icin: http://www.youtube.com/watch?v=acJZzKX9IVY Yarinin ne getirecegini kimse bilmezBelki piril piril bir gunes, belki yagmur…. […]
Ruyalar Gercek Olur
18.06.09
Yaklaşık üç yıl önce, hayatımın belki de en karışık döneminde, kendimi hiç bilmediğim bir ülkeye göndermiştim. O ülkede çölde verilen “dolunay partilerine” katılmış, insanların ağlamak için kullandıkları duvarı ve altın kubbeli bir caminin avlusunda oyuncak silahlarıyla oynayan küçük çocukları görmüştüm. Yıllar önce rüyasını gördüğüm o sokaklarda gezerken, yeşil yaldızlı bir zemin üzerine, o bilmediğim ülkenin […]
Üzerine konuştukça içinde kaybolursun, soru sordukça verilecek bir cevap hep vardır. Her zaman bir parça eksiktir bakış açın. Hep arar durursun doğru yönü. Okuduğum bir kitap “boş ayna” diyordu. Ayna sana seni, olduğun gibi yansıtır. Düşünmeden, yorum yapmadan. Ne zaman ki bir boş aynayla karşılaşırsın, işte o gün…bilemedim doğru kelimeyi bak işte. Birşey olmuştur orası […]
hazır taze taze yeni albümleri çıkmışken beirut’la tanışalım dedim bu sefer. beirut (bence) ilginçtir ki, amerikalı bir grup. aslında öyle çok da eski değiller. 2006 senesinde kurulmuşlar. grubun vokalisti ve kurucusu 23 yaşındaki zack bir seyehatinde paris’te öğrencilerin arasında balkan müziklerinin çok dinlenildiğini keşfeder ve beirut’un müzikal şekli de o sıralarda kafasında belirir. ilk albüm […]
1965 yazında Venice plajında Ray Manzarek ve Jim Morrision adlı iki taze üniversite mezunu bir rock’n roll grubu kurudular. Grubun ismi William Blake tarafından vaftiz edildi: “Evrende, bildiğimiz şeyler var, ve bilmediğimiz şeyler, ve ikisinin arasında kapılar (Doors)” ve grubun ismi “The Doors” kondu, bilinen ve bilinmeyen arasındaki kapı. Aldous Huxley’in “Algının Kapı”ları (Doors of […]
Ortak Mulklerin Trajedyasi
05.06.09
Bir grup koylu coban bir tarlayi koyunlarini otlamak icin ortak alan olarak belirliyorlar. Simdi, tarlaya goz kulak olmak ve orayi bol yesillikli saglikli tutmak haliyle butun cobanlarin avantajina, sonucta hepsi koyunlarini orda otlatiyor. Bu da her bir cobanin koyunlarini tarlada asiri otlatmamasindan geciyor. Kimse ac gozluluk etmezse, herkes tarladan faydalanicak ne guzel. Tek problem, koyunlarini […]
Sessizlik ve Ciplaklik uzerine
03.06.09
Gunes kavurucu disarda, cik disariya oynayalim diye bagiriyor. Basimi dondurmeye yeminli. Bense son gunlerde ciplaklik ve sessizlik uzerine dusunuyorum. Gunes kavurmaya devam ediyor. Bu kez balkona kisik gozlerle uzaktan bakiyorum. Sanki geceyi ozluyor gozlerim, ayi ozluyor. Sessizlik ve ciplaklik temasi ayla daha iliskili sanki. Tum bu dusunceler kafamda sekillenmeye calisip calisip sekil degistire dursunlar, ben […]
Geçen sabah ben kahvemi içip ayılmaya çalışırken barmen, şair, Fransız ev arkadaşım Sebastian işten geldi. Biraz sarhoş. Biraz mutsuz. Çalıştığı bara takılan Belçika’lı bir yazardan bahsetti. Adam akşam 6 sularında gelip birkaç birayı hüplettikten sonra eve gidip yazıyormuş. Ve de bunu neredeyse her gün yapıyormuş. Kendi şiirlerini ona göstermek, fikirlerini öğrenmek istiyordu kaç zamandır. Ama […]
Dallari Basti Mango
29.05.09
Efendiler Merhaba! Bu hafta biraz daha sakin takilip, Utila adasindaki gundelik hayatin akisi konusunda yazmaya karar verdim. Ada hayati biraz agir islediginden bana genelde cok fazla birsey olmuyormus gibi geliyor. Ama Turkiye`den baktiginizda Honduras`in bir ucunda neler olup bittigini ogrenmek ilginc olsa gerek 🙂 Buyrun gundelik hayatima o zaman! Adamizda halihazirda hic kiraz agaci yok. […]
Kimi zaman mutzsuzluğun, gerginliğin içinde bulabiliyorum kendimi. Bazen basit ya da karmaşık, teknik bir sebepten kaynaklanır gerginliğim. Bir şey olmuştur, yapılması gereken bir iş gecikmiştir gibi teknik şeyler. Bazen de güne gergin uyanabilirim. Daha sebep olacak hiçbirşey yapmamışken öyle başlar gün. (Bir arkadaşımın deyimiyle kozmik gerginlik) Böylece gerginliklerimi ikiye ayırmış oldum; kozmik ve teknik. Kozmiklerin […]