Sevgili Prenses, İnsan algısının ve hayal gücünün daraldığı bir çok noktadan üç tanesinin temelinde şunların yattığını düşünüyorum: Sınırlı paralel düşünme kabiliyeti (ve dolayısıyla paralel süreçlerin gücünü kestirmenin zorluğu). Rasgeleliğin küçümsenmesi (ve dolayısıyla her makul sonucun arkasında bilincin aranması eğilimi). Karmaşık tasarımların basit süreçlerin bir sonucu olamayacağı düşüncesi. Tartışılabilecek onlarca dar boğazdan bu üç taneyi seçmemin […]

VAAT EDİLEN CENNET PARADISE NOW Yönetmen: Hany Abu-Assad Oyuncular: Kais Nashef, Ali Suliman, Lubna Azabal
Hollanda-Almanya-Fransa-Filistin, 2005 
35 mm. / Renkli / 90’ “Onlar hem zulmeden hem de kurban olabiliyorlarsa, benim de hem kurban hem de katil olmaktan başka seçeneğim yok.” Birbirini asla bağışlamayacak iki ülke… En korkunç öldürme tekniklerinden biri olan intihar bombacıları… Bu iki […]

Rodin’in meshur “The Kiss” heykelini bilmeyen sevmeyen yoktur her halde. Ne zaman baksam adam allahin tasina nasil bu kadar elektrik yuklemis diye sasarim. Erkegin elinin konumu, kolayici, sahiplenici pozisyonu, kadinin zerafetle hafif egilmesi, aralarindaki hassas, derin ama bir o kadar da elektrik yuklu temas, tas olum bu tas ne yapiyosun Rodin. Bu opusme temasini Rodin’den […]

Bir Omur Yetmez

21.08.09

Zaman zaman Tuna’nın “Yazı yazdım prensese, okusana” dürtmeleriyle başladım Prenses’i okumaya. Doğruya doğru! “Aşk” yazısıydı galiba beni arada -son zamanlarda düzenli dediğimiz bir biçimde- sizleri özleten bir duyguyla buraya çeken. Arkası yarınlardan arkası şu an’da olsunlara geldim “Modern zamanlarda “Yolda” olmak ve dönmek” ile. Hele şu “şehrin ortasında ekolojik yaşam!”. Özlemlerimin yazıda vücut bulmuş hallerine […]

Hani yok mudur böyle gördüğün anda kırk yıldır tanıdığını hissettiğin insanlar. Hani bazen dersin o anda, evet ben bu abiye bir güzel kahve yapayım da sohbet şöyle uzasın gitsin. Bir şekilde ortak paydalar henüz kelimelere dökülmemişken, ifade ediverirler kendilerini başka şekillerde. Ne güzel muhabbetler çıkar, ne keyifli dostlar edinilir öyle zamanlarda. Prensese mektupları okurken ya […]

Oncesi: Efenim son aylarda rejiden arkadaslardan akedemi beygiri oldugum, bir tatil yapmam gerektigi yonunde surekli uyarilar aliyordum. St.Louis’e tasindiktan, az cok eve yerlesip yeni okulla ilgili isleri hallettikten sonra dedim bari br tatil yapilim artik. St.Louis bana plaj bul lan allahsiz dediysem de, garibim St.louis’in camurlu misisipi kiyilarinda pek plaj yok ne yazik ki. Plaj […]

Günlerden bir gün, iki büyük kılıç ustası hünerlerini yarıştırmaya karar vermişler. İkisi de yapılabilecek en keskin kılıcı yapacaklarını söylemişler ve yapmışlar da. Ateşte haftalarca dövdükleri kılıçlarını alıp bir dere kıyısında buluşmuşlar. Derenin suları sadece diz seviyesindeymiş. Birinci usta kılıcını çekip suyun ortasına saplamış. Sonra seyretmeye başlamışlar. Ağır ağır akan suyun üzerinde süzülen bir yaprak gelip […]

Son yazimi gonderdigimden beri oldukca zaman gecmis. Ben uzunca bir yol aldim bu arada, zihinsel ve fiziksel olarak. Disi tarafi az gelismis beynim yasamayi ve yasadiklarim uzerine dusunmeyi ayni anda yapamadigi icin sizleri edebi dehamdan mahrum biraktim. Kusuruma bakmayiniz. Bu yazida biraz kendi “where abouts” ve “walkabout”imdan bahsedecegim. (bi dahaki yazida turkcemi gelistirecegime de soz […]

Dediler ki dünyanın zirvesi toplanmış. Bu G sekizlisi çıkmışlar dünyanın zirvesine kararlar vereceklermiş. Küresel ısınma hızını almış giderken, Petermann Buzulu hızla erirken, türler yokolurken, sokaklarda şiddet kol gezerken, bu insanlar nasıl yaparız da aynı hızla tüketmeye devam ederiz diye kafa kafaya verceklermiş. Bizde dedik ki, madem öyle çıkalım zirveye, söyleyelim sözümüzü kendi bildiğimiz yöntemle… Zirve […]

“Benim icin sadece cilgin olanlar adamdir, yasamaya cilgin, konusmaya cilgin, kurtarilmaya cilgin, ayni zamanda herseyi arzulayan, hic bir zaman agzini bir karis acmayan veya siradan bir sey soylemeyen, ama yanan, yanan, muhtesem Romali bir mesale gibi yanan, yildizlara yayilmis orumcekler gibi yanan ve tam ortasinda merkezdeki mavi isigin patladigini gorursun ve herkes ovvvv! diye kopar…” […]

Haziran ayinda masterimi almamla birlikte hayatimin Vancouver sayfasi kapanirken, yillarca mitinglerde gosterilerde protesto ettigim Amerika’nin kapilari karmasik duygularla aralandi. Gecen hafta sali gunu de Amerikanin Missouri eyaletinde St.Louis sehrine tasindim, bundan sonra prensese buradan mektup yazicam. Gecen ay tasinma, Vancouverda son gunler, yaz mahmurluklari derken pek mektup yazamadim, Agustosta arayi kapatmaya calisacagiz yaz sicaklari izin […]

Prensese Mektuplar, unlu aktivist ve yazar Saul Alinsky’nin 1971 yilinda yayinlanan “Radikaller icin Kurallar” isimli kitabinin onsozunu prensesin duygularinin mutercumani Didem’in cevirisi ile sizlerle paylasmaktan kivanc duyar. Her aktivistin uzerine dusunmesi gereken cok onemli noktalara degindigine inandigimiz Alinsky’nin bu yazisini ilgisini cekebilecegini dusundugunuz herkesle paylasasiniz, baska bloglarda, websayfalarinda yayinlayasiniz. […]

Bir kac katmanda birden ilerleyen cok keyifli huzurlu bir kim ki duk filmi “İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… ve İlkbahar“. Ou-san’in tavsiyesi ile izledigim bu filmin ana konusunu biraz irdeleyelim dedim, filmi izlemeyenlere pek bir sey ifade etmeyebilir bastan soyleyeyim. Insanlar genelde adi mevsimlerden olusuyor diye mevsimlerin simgeselligine takilmislar, baharda doguyoruz, yazin sevisiyoruz, sonbahar bayar, kisin […]

Honduras’ta 28 Haziran’da gerceklesen darbenin ardindan gectigimiz hafta, yogun politik gelismelere sahne oldu. Darbenin ilk gununden itibaren bunun bir darbe olup olmadigina dair atesli tartismalar yasandi. Anayasanin ongordugu sekilde meclis baskani baskanlik koltuguna gecici olarak atandiktan sonra Yuksek Mahkeme, anayasayi ihlal ettigi icin devlet baskani Manuel Zelaya’yi gorevden uzaklastirmasi yonunde orduya talimat verdigini acikladi. Yani […]

Bir ay kadar önce Kıvılcım Madrid’de katıldığı kritik kitle bisiklet turunu aktarmıştı bize, geçen cuma da ben Vancouver’dakine katıldım. Oda arkadaşım Trey ile birlikte çektiğimiz fotoğraflardan bir video klip hazırladık, keyifle izleyesiniz, eş dostla paylaşasınız. Videoda gördüğünüz köprüdeki görüntülerin benzerinin bir gün Boğaziçi Köprüsü’nde de yaşanması dileği ile Vancouver’dan herkese arabasız bol bisikletli günler! NazIm